TR EN

Yönetici / 2021-05-05

AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI

 

Akıl hastalığı sebebiyle boşanma, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; akıl hastalığı, özel ve mutlak boşanma sebepleri arasında yer alır.  

TMK Madde 165: ‘’Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.’’

Akıl hastalığı, kişinin ayırt etme gücünden yoksun bulunması hali olarak ifade edilir. Türk Medeni Kanunu gereğince; akıl hastalığı dışında başka herhangi bir hastalık türüne dayanılarak akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açılamaz. Yine zekâ geriliğinin de bu kapsamda akıl hastalığı kabul edilip edilemeyeceği resmi sağlık kurumu tarafından verilen rapor ile tespit edilebilir. Özel boşanma sebebi olarak bütün akıl hastalıkları bu kapsamda kabul edilmemektedir. Ancak hastanın iyileşmesinin olanaksız olduğu şizofreni, paranoya ve benzeri hastalıklar bu kapsamda değerlendirilebilmektedir. Akıl hastalığının iyileşmesinin mümkün olmadığının resmi sağlık kurumu raporuna dayanılarak ispatlanması zorunluluk teşkil eder. Buna göre; akıl hastalığı sebebiyle düzenlenen bilirkişi raporu da hükme esas alınamaz.

Akıl hastalığının, evlilik sırasında mevcut olması ve akıl hastası olan eşin, ayırt etme gücünden yoksun olması durumunda, Türk Medeni Kanunu’nun 145. Maddesi hükmü uyarınca, evlilik mutlak butlanla batıl olacaktır. Evlilik; evlilik hakkında iptal kararı verilinceye kadar geçerli bir evlilik gibi hüküm ve sonuç doğurur. Buna göre; iptal kararı, geçmişe etkili değildir. 

Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davasını ancak akıl hastası olmayan eş açabilir. Akıl hastalığı sebebiyle ortak hayatın çekilmez hale geldiğini ispat yükümlülüğü, boşanma davasını açan eşe aittir. Yine akıl hastalığı sebebiyle davanın açılabilmesi için, söz konusu eşin akıl hastalığı, evlilik birliği kurulduktan sonra meydana gelmelidir. Akıl hastalığı, evlenmeden önce ortaya çıktığı takdirde evlilik mutlak butlanla sakattır. Akıl hastası olduğu iddia edilen eşin dava esnasında akıl hastası olup olmadığı mahkemece resen araştırılır. Davalı olan eşin fiil ehliyetinin olmadığı kanaatine varıldığı takdirde davalının yasal temsilcisi davaya dâhil edilir ve davalının yasal temsilcisi davayı takip eder.

Akıl hastalığı sebebiyle evlilik birliğinin, ortak yaşamın çekilmez hale gelmesi gerekmektedir. Yalnızca akıl hastalığı sebebiyle dava açılması boşanmak için yeterli sayılmamaktadır. Aynı zamanda bu hastalık nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez olduğu da diğer eş tarafından kanıtlanmalıdır. Akıl hastası olan kişinin eşi adına evlilik birliğinin çekilmez hale gelinen durum göreceli bir durumdur. Hâkim akıl hastalığının, kişinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesini engelleyip engellemediği, eşinin ve çocuklarının yaşam ve sağlığı hususunda tehlike arz edecek ve onları ciddi bir korku içinde yaşatacak durumda bırakıp bırakmadığı, mevcut yargılama kapsamında değerlendirilecektir. Mahkeme, davacı tarafın evlilik birliğinin çekilmez olduğuna dair iddiasını değerlendirecektir.

 

AKIL HASTALIĞI SEBEBİ İLE BOŞANMA DAVASI AÇILABİLMESİ İÇİN GEREKEN ŞARTLAR:

 

1- Eşlerden Birinin Akıl Hastası Olması Şartı

Evlenirken akıl hastası olan birisiyle evlenmek mümkündür. Şöyle ki; resmi sağlık raporu ile akıl hastası olan kişinin evlenmesinde mahsur görülmediği vakit evlenebilmektedir. Akıl hastalığı nedeniyle boşanabilmeleri için eşlerden birinin akıl sağlığının yerinde olmaması gerekmektedir. Bu durum yalnızca akıl hastası olan kişiler için geçerli olan bir durumdur. Akıl hastalığı haricinde ağır ve iyileşmesi mümkün olmayan hastalıklar için geçerli bir durum değildir. Eşi Alzheimer hastası olan kişinin akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açma şartları oluşması halinde bu nedene dayanarak boşanma davası açabilmektedir.

 

2- Akıl Hastalığı Nedeniyle Evlilik Birliğinin Çekilmez Hale Gelmesi

Yalnızca akıl hastalığı sebebiyle dava açılması boşanma için yeterli bir gerekçe sayılmamaktadır. Aynı zamanda bu hastalık nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez olması, diğer eş tarafından kanıtlanmalıdır. Akıl hastası kişinin eşi için evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi iddiası hâkim, tarafından değerlendirilmektedir.

 

3- Resmi Sağlık Raporu Alınmış Olması Gerekmektedir

Resmi sağlık raporu olmadan davalının akıl hastalığına ilişkin iddia kanıtlanamamaktadır. Bu nedenle mahkeme, eşin, akıl hastası olup olmadığına dair tıbbi kurumlardan resmi sağlık raporu alınmasını talep etmektedir. Mahkeme, yargılama aşamasında adli tıp kurumundan rapor alınması için gün vermektedir.

                                                     

4-  Akıl Hastalığının Sürekli Olması Gerekmektedir

Akıl hastalığı sebebi ile boşanma davası açılabilmesi için akıl hastalığı bulunan eşin iyileşme olanağı bulunmamalıdır. İleride düzelme gibi bir olasılık olduğu takdirde bu hastalığa dayanılarak boşanma davası açılamaz.

 

AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE BOŞANMA DAVASINDA NAFAKA VE TAZMİNAT:

Nafaka miktarında nafaka ödeyecek eşin mali durumu önemlidir. Maddi durumu yeterli olmayan eşten yoksulluk nafakası talep edilemeyecektir. Hâkim, akıl hastalığı nedeniyle açılan boşanma davasında, nafaka talebini tarafların ekonomik ve sosyal durumuna ve nafaka şartlarına göre değerlendirecektir. Akıl hastası olan eşin maddi durumu yeterli ve yoksulluk nafakasının koşulları da uyuyor ise davacı eş yoksulluk nafakası talep edebilmektedir. Dava görülürken mahkeme geçici önlemleri almaktadır. Bu nedenle dava devam ederken çocuklar adına veya eş adına davanın açıldığı tarihten itibaren tedbir nafakası ödenmesine karar verebilecektir.

Boşanma davalarında tazminat talep edilebilmesi için zarara uğratan kişinin kusurlu olması gerekmektedir. Akıl hastası olan kişiye kusur atfedilemeyeceğinden tazminat talebinde bulunulamaz.

 

AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE BOŞANMA DAVASINDA VELAYET KONUSU:

Boşanma davalarında velayet konusunda taraflar uzlaşamıyorsa mahkeme, çocuğun menfaati ve yararına göre hangi ebeveynde kalması gerektiğine dair karar verecektir. Akıl hastalığı nedeniyle açılan boşanma davalarında velayet, genellikle akıl hastası olduğu iddia edilen eşe bırakılmamakla birlikte mahkeme tarafından akıl hastası olduğu iddia edilen kişi adına sağlık raporu talep edilirken çocuğa bakabilecek durumda olup olmadığının da raporlandırılması talep edilmektedir.

Önemli olan çocuğun menfaati ve yararıdır. Mahkeme, çocuğa hangi ebeveynin daha iyi bakabileceği ve gelişimindeki olumlu ve olumsuz durumları değerlendirebilecek ebeveynin tespitini yapmaktadır. Bunun yanında çocuk, annesinde mi yoksa babasında mı kalmak istediğini de belirtebilmektedir. Tüm bu durumlar mahkeme tarafından değerlendirmeye alınmaktadır.

 

AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE EVLİLİĞİN İPTALİ:

Akıl hastası olan kişi evlenemez, akıl hastası olan kişinin evlenmesi Türk Medeni Kanunu’nun 145. Maddenin ikinci fıkrasında mutlak butlan ile batıl olduğu belirtilmiştir.

Mutlak butlan davası Cumhuriyet Savcısı tarafından resen açılır. Ancak mutlak butlan ile batıl olan evlilik için açılacak olan mutlak butlan davası yalnızca Cumhuriyet Savcısı tarafından değil, ilgisi olan herkes tarafından da açılabilir.

 

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİNİN 2016/3039 Esas, 2016/6752 Karar, 04.04.2016 Tarihli Kararında: “Davalının akıl hastalığının diğer eş için çekilmez hale geldiğinin ayrıca kanıtlanması gerekir. Davacı vekilinin bu konuda tanık veya başka bir delil göstermemiş olması karşısında, çekilmezlik hali kanıtlanamamıştır. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.”

 

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİNİN 2017/2055 Esas, 2018/12044 Karar, 24.10.2018 Tarihli Kararında: ‘’Akıl hastası olan kadının hareketleri iradi olmadığından, kendisine kusur yüklenemez. Bu sebeple Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" hukuki sebebine dayanılarak boşanmaya kaçar verilemez. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiştir. Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.’’

 

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİNİN 2016/22141 Esas, 2018/8964 Karar, 11.09.2018 Tarihli Kararında: ‘’O halde, Türk Medeni Kanununun 165. Maddesi gereğince, davalı erkeğin akıl hastası olup olmadığı, akıl hastası ise hastalığın geçmesine olanak bulunup bulunmadığı, hastalık nedeni ile ortak hayatın diğer eş için çekilmez hale gelip gelmeyeceği konularında sağlık kurulundan rapor alınarak, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik bir inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.’’

 

Akıl hastalığı sebebi ile boşanma davası açılırken davanın türü, hangi dava türünün tercih edilmesi gerektiği, davanın nasıl açılacağı, boşanma ile ortaya çıkan nafaka, tazminat, mal paylaşımı, ortak çocukların velayeti, ortak konutun hangi eşe tahsis edileceği gibi sorunların çözümü için iletişim bilgilerimiz aşağıda yer almaktadır.