NAFAKA
Hukukumuzda boşanmanın pek çok sonuçları bulunmaktadır, bunlardan biri de nafakadır. Nafaka kelime anlamı olarak da geçinmek için gerekli olan iaşe şeklinde tanımlanmıştır.
Nafaka davasına bakmaya AİLE MAHKEMELERİ görevlidir. Nafakaya ilişkin davalarda nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
TÜRK MEDENİ KANUNDA DÖRT ÇEŞİT NAFAKA VARDIR:
Tedbir Nafakası
İştirak Nafakası
Yoksulluk Nafakası
Yardım Nafakasıdır.
1- TEDBİR NAFAKASI:
Tedbir nafakası, boşanma davası açıldıktan sonra eşin geçimini sağlamak üzere dava sonuçlanıncaya kadar diğer eşe yapacağı yardıma denilmektedir. Tedbir nafakası boşanma/ayrılık kararının kesinleşmesiyle sona erer.
Tedbir nafakası belirlenirken nafakayı tarafların mali gücü dikkate alınarak hâkim tarafından belirlenir. Nafakanın üst sınırı ödeyecek olan eşin mali durumudur.
Düzenli geliri bulunan eş lehine tedbir nafakasına hükmedilemez.
Boşanma davasından önce açılan tedbir nafakası davasında hâkim yeni bir karar verene kadar tedbir nafakası devam eder.
Nafaka bağlanmasına yönelik verilen karar, koşulların değişmesi durumunda ve eşlerden birinin açacağı uyarlama davası üzerine ancak hâkim tarafından miktarı arttırılıp azaltılabilir ya da tedbir nafakası talep sebebi ortadan kalkmış ise tedbir nafakası tamamen kaldırılabilir.
Boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakası, boşanma davasında verilen karar kesinleşene kadar devam eder. Boşanma davası süresince şartların değişmesi durumunda taraflardan birinin talebi ile hâkim nafaka miktarında değişiklik yapabilir. Boşanma davası kesinleştikten sonra tedbir nafakası ya tamamen kalkar ya da yoksulluk ve iştirak nafakası şeklinde devam eder.
2- İŞTİRAK NAFAKASI:
İştirak nafakası, velayet hakkı kendisinde bırakılan eşe, diğer eşin çocuğun bakım ve eğitim giderleri için ekonomik gücü nispetinde yaptığı katkı olarak tanımlanabilir. İştirak nafakası çocuğun üstün yararını gözetmektedir bu nedenle iştirak nafakası talep gerekmeksizin hâkim tarafından karar verilir. İştirak nafakası, velayeti kendisine verilmeyen eş aleyhine, ergin olmayan çocuk lehine herhangi bir talep olmaksızın da hâkim tarafından hükmedilen nafaka türüdür. Bu nafaka türünde eşlerin kusur durumunun hiçbir önemi yoktur. Bu nafaka türündeki amaç ergin olmayan çocuğun yetiştirilmesi, sağlık barınma, eğitim vs. giderlerine velayet kendisine verilmeyen eşin mali gücü oranında katılmasını sağlamaktır. (TMK m.182/2)
Boşanma kararı kesinleşince başlayan bu nafaka, çocuk 18 yaşına gelene kadar devam eder. Ancak Türk Medeni Kanun’un 328/2. maddesinde bu duruma bir istisnai hal getirilmiştir. Bu maddeye göre çocuk ergin olmasına rağmen eğitime devam ediyorsa, anne ve baba durumları elvereceği oranda eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür.
Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur. (TMK 330/1. madde)
İştirak Nafakası Belirlenirken Göz Önüne Alınan Kriterler:
İştirak nafakasını ödeyecek eşin mali durumu,
Çocuğun bırakıldığı anne veya babanın mali durumu,
Çocuğun ihtiyaçları gibi durumlar göz önüne alınarak iştirak nafakasının miktarı belirlenebilir.
3- YOKSULLUK NAFAKASI:
Yoksulluk nafakasına hükmedilirken evliliğin sona ermesiyle birlikte eşlerden birinin yoksulluğa düşmemesi amaçlanmaktadır.
Yoksulluk nafakasını boşanma davasıyla birlikte talep edilebileceği gibi boşanma davasından ayrı da talep edilebilir. Ancak talep olmaksızın hâkim re ‘sen bu nafakaya hükmedemez.
Yardım nafakası talep eden tarafın yoksulluk nafakası da talep etmesinde bir sakınca bulunmamaktadır.
Türk Medeni Kanunu’na göre eşler aralarında kanuna, ahlaka, emredici hukuk kurallarına aykırı olmayacak şekilde ve hâkim onayı ile nafaka miktarını belirleyebilirler.
Yoksulluk Nafakasının Şartları:
Taraflardan birinin talepte bulunması,
Talep eden eşin yoksulluğa düşmüş olması,
Talep eden eşin kusursuz veya daha az kusurlu olması,
Ödeyecek olan eşin mali durumunun elvermesi
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf (eş), diğer taraftan (eşten) daha fazla kusurlu olmamak kaydı ile yoksulluk nafakası talep edebilir. (TMK m.175/1)
Yoksulluk nafakası talep edebilmenin ilk şartı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmüş olmaktır. Yargıtay, Yoksulluk kavramını her somut olaya göre farklı değerlendirmiştir.
4- YARDIM NAFAKASI:
Bir kişinin yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek alt soyu, üst soyu veya kardeşlerine ödediği nafakadır.
NAFAKA DAVALARI İLE İLGİLİ SIK SORULAN SORULAR
Nafaka Alacağını Mirasçıları Talep Edebilir Mi?
Nafaka hakları mirasçılara geçmezler. Ancak eğer miras bırakan, nafaka davasını açtıktan sonra ölmüşse, mirasçıları bu davayı yürütebilirler. Davada, mirasçılar sadece dava tarihi ile miras bırakanın öldüğü güne kadar işlemiş nafakayı isteyebilirler.
Nafakayı Sona Erdiren Haller Nelerdir?
Kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası; nafaka alacaklısının evlenmesi, yoksulluğun ortadan kalkmasını sağlayacak düzeyde mal sahibi olması, miras kalması ya da herhangi bir akrabası tarafından maaş bağlanması hallerinde sona erer.
Eşler Nafaka Miktarını Yabancı Para Cinsinden Belirleyebilirler Mi?
Türk Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, tarafların serbest iradeleriyle yaptıkları anlaşmalar hukuk düzenince geçerli kabul edilmektedir. Bu kapsamda eşler, boşanma protokolü kapsamında iştirak veya yoksulluk nafakasını belirlerken, miktarı yabancı para cinsinden (örneğin Euro veya Dolar) kararlaştırabilirler. Ancak bu tür bir anlaşmanın geçerli olabilmesi için tarafların iradelerinin açık olması, nafaka borcunun ifasının mümkün ve hukuka uygun olması gerekir. Yargıtay kararlarında da açıkça görüldüğü üzere, nafaka alacaklısı lehine yapılan ve dövize endeksli olarak belirlenen nafaka miktarları, tarafların rızası bulunduğu sürece geçerliliğini korumaktadır. Öte yandan mahkeme tarafından re’sen hükmedilen nafaka kararlarında genellikle Türk Lirası esas alınmaktadır; zira kamu düzeni ve ekonomik istikrar gözetilerek icra takibi sürecinde doğabilecek belirsizliklerin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
İştirak Nafakası İlam Kesinleşmeden Talep Edilebilir Mi?
Şöyle ki; Tedbir nafakasında, nafaka verilmesine ilişkin bir hükmün temyiz edilmesi, ilamın icrasını durdurmaz. Hatta nafaka alacağında, teminat karşılığı dahi ilamın icrasının durdurulması (Tehir-i icra) mümkün değildir. Ancak Yargıtay’a göre, yoksulluk ve iştirak nafakası için, maddi manevi tazminatta olduğu gibi, icra takibi için kesinleşme aranmaktadır. Yoksulluk nafakası hususu tartışılabilir ise de, iştirak nafakası, müşterek çocuk için ödenen katkı niteliğinde olduğundan ve karar temyiz aşamasındayken, müşterek çocuk, velayet kendisinde bırakılan tarafta olacağından, velayet kendisine bırakılan tarafın, küçüklerin geçimi için ihtiyaç duyacağı bu iştirak nafakasından, karar kesinleşinceye kadar mahrum bırakılması anlamına gelir ki bize göre bu durum pek hakkaniyetle bağdaşmamaktadır.
TEDBİR NAFAKASI TALEP EDEN TARAFIN DAVAYI AÇAN TARAF OLMASININ BİR ÖNEMİ VAR MIDIR?
Tedbir nafakası, Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi gereğince, boşanma veya ayrılık davası süresince eşlerin ve varsa çocukların geçici olarak korunmasına yönelik bir önlemdir. Kanun koyucu, bu koruma önlemini davanın tarafları arasında bir ayrım yapmaksızın düzenlemiştir. Bu nedenle, tedbir nafakası talep eden kişinin davayı açan taraf olup olmamasının hukuki bakımdan bir önemi bulunmamaktadır. Önemli olan, nafaka talep eden kişinin geçici süreyle korunmaya muhtaç durumda olmasıdır. Dolayısıyla hem davayı açan eş hem de davalı konumundaki eş, şartları oluştuğu takdirde tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Mahkeme, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını dikkate alarak bu konuda hakkaniyete uygun bir karar verir.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ 2016/26097 E., 2018/333 K. , 18.0.2018 T. ; Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Nafaka davaları için özel seçimlik yetki kuralı düzenlenmiş olup nafaka alacaklarında borçlunun ikametgahı dışında davacı alacaklının ikametgahında da takip yapılabilir.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2012/19908 E. , 2013/5826 K. , 06.03.2013 T. ; Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK. md.182). Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir.
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ 2014/272211 E. , 2016/15863 K. , 21.112016 T. : Somut olayda, şikâyetin konusu boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının ilam kesinleşmeden talep edilemeyeceğine ilişkindir. İştirak nafakası, boşanma hükmünün, fer'isi mahiyetinde olduğundan, talep edilebilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekir. İcra takibinin dayanağı ilamında müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedildiği ve ilamın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar tedbir nafakasının tahsili için ilamın kesinleşmesi gerekmez ise de dayanak ilamda iştirak nafakasına hükmedilmiş olup iştirak nafakası ilamın kesinleşmesi ile muaccel hale geleceğinden ilam kesinleşmeden takibe konu edilemez.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2016/25520 E. , 2018/11116 K. , 16.10.2018 T. : Yoksulluk nafakası talebinde bulunan kadının yurtdışından emekli olduğu, sürekli ve düzenli bir gelire sahip olduğundan yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığının dikkate alınması gerekmektedir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; mahkemece düzenlettirilen sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanağından davalı-karşı davacı kadının yurtdışından emekli olduğu sürekli ve düzenli bir gelire sahip olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyleyken, davalı-karşı davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşullarının oluştuğundan bahsedilemez. Davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilecek yerde, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
Nafaka istemi ile dava açılırken davanın nasıl açılacağı, nafaka alacağı sorularınızın çözümü için iletişim bilgilerimiz aşağıda yer almaktadır.